Alacaklıların borçlular karşısında haklarını korumaları hukuk sisteminde büyük önem taşır. Borçlular bazen mal varlıklarını üçüncü kişilere devrederek, alacaklıların alacaklarını tahsil etmesini engellemeye çalışabilir. İşte tam da bu noktada tasarrufun iptali davası devreye girer. Türk hukuk sisteminde alacaklıya tanınan bu dava hakkı, alacaklının zarar görmesini önlemeyi amaçlar. Peki tasarrufun iptali davası nedir, nasıl açılır, kimler tarafından hangi şartlarla ileri sürülebilir?
Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası, borçlunun mal varlığını azaltan ve alacaklının tahsil imkânını zora sokan işlemlerine karşı, bu işlemlerin geçersiz sayılmasını talep etmek üzere açılan özel bir davadır. Amaç, alacaklının icra takibi yoluyla borçluya ait malvarlığına ulaşabilmesini sağlamaktır.
Bu dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277-284. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Hangi Hallerde Açılabilir?
Tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla yaptığı bazı işlemlerle ilgili olarak açılabilir. Kanun bu halleri örnek olarak sınırlı sayıda sıralamıştır:
- Karşılıksız tasarruflar (bağışlama gibi)
- Akrabaya, eşe, yakınlara yapılan işlemler
- Borçlunun malını gizleyerek, değerinin çok altında devretmesi
- Üçüncü kişiyle yapılan hileli işlemler
Örneğin, borçlu olan kişi, borçlarını ödeyemeyeceğini bile bile gayrimenkulünü kardeşine devrederse, bu işlem tasarrufun iptali davasına konu olabilir.
Kimler Açabilir?
Bu davayı yalnızca alacaklı olan kişi açabilir. Ayrıca şu şartlar aranır:
- Borçlunun malvarlığının, yapılan tasarruf işlemi nedeniyle alacaklıya karşı yetersiz hale gelmiş olması gerekir.
- Alacak, dava tarihinden önce doğmuş olmalıdır.
- Alacaklı, borçlunun yaptığı tasarrufun alacağını tahsil edemeyecek hale getirdiğini ispatlamalıdır.
Dava Kime Karşı Açılır?
Tasarrufun iptali davası, tasarruf işlemini yapan üçüncü kişiye karşı açılır. Eğer bu kişi, devraldığı malı başka birine devretmişse, bu durumda sonraki kişilere karşı da dava açılabilir. Ancak burada kötü niyet şartı aranır. Yani devralan kişinin, borçlunun bu malı hileli şekilde elden çıkardığını bilmesi gerekir.
Dava Açma Süresi ve Zamanaşımı
Tasarrufun iptali davası, alacaklının alacağını öğrendiği tarihten itibaren ve işlemin yapıldığı tarihten başlayarak 5 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir, yani süresi geçirildiğinde dava hakkı sona erer.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Davanın Sonuçları
Tasarrufun iptali davası, kazanan alacaklıya doğrudan mal kazandırmaz. Ancak iptal edilen işlem sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir ve alacaklı, icra takibiyle bu mala haciz koydurabilir.
Örnek: Mahkeme, borçlunun kardeşine devrettiği evi iptal ederse, alacaklı icra kanalıyla bu eve haciz koyabilir.
İspat Yükü Kime Aittir?
Davacı alacaklı, davalı borçlunun işlem sırasında alacaklıyı zarara uğratma kastıyla hareket ettiğini ve malvarlığını azaltmak amacı taşıdığını ispatlamalıdır. Ancak bazı durumlarda, örneğin yakın akrabalara yapılan devirlerde, karine olarak bu kast kabul edilir ve ispat yükü davalıya geçer.
Tasarrufun İptali Davasında Mahkemelerin Yaklaşımı
Uygulamada mahkemeler, tasarrufun iptali davalarında ayırt edici ölçütler arar. Davanın amacına ulaşması için özellikle şu unsurlar göz önüne alınır:
- Tasarrufun zamanlaması (alacaklı tarafından icra takibi başlatılmadan hemen önce yapılan işlemler şüphelidir),
- Devrin bedelsiz veya düşük bedelli olması,
- Taraflar arasında akrabalık ilişkisi.
Tasarrufun İptali ile Benzer Davalar Arasındaki Farklar
Bu dava çoğu zaman bazı diğer hukuki yollarla karıştırılabilir:
Dava Türü | Amacı | Davalı Taraf | Sonuç |
---|---|---|---|
Tasarrufun İptali | Alacaklının malvarlığına ulaşmasını sağlamak | Üçüncü kişi | Malın icra ile haczi |
Hileli İflas | Ceza yaptırımı uygulatmak | Borçlu | Hapis cezası |
İstihkak Davası | Malın kime ait olduğunu belirlemek | Haciz sırasında malda hak iddia eden kişi | Mülkiyet tespiti |
Yargıtay Kararlarında Tasarrufun İptali
Yargıtay, tasarrufun iptali davalarında çoğu kez borçlunun kötü niyetini ve mal kaçırma amacını açıkça ortaya koyan işlemleri iptal etmektedir. Özellikle borçlunun ekonomik durumunu kötüleştirmesine rağmen mallarını yakınlarına devretmesi, iptale esas teşkil etmektedir.
Sonuç
Tasarrufun iptali davası, alacaklılara sunulan etkili bir hukuki araçtır. Borçlunun mal kaçırma amaçlı işlemlerine karşı hem alacaklının korunmasını sağlar hem de adaletin tesisine katkı sunar. Davanın doğru zamanda, hukuki gerekçelerle ve uygun şekilde açılması, alacaklının alacağına kavuşmasını kolaylaştırır. Dolayısıyla bu tür işlemler karşısında zaman kaybetmeden hukuki destek alınması önemlidir.
No responses yet